Böbrek ultrasonu, karın içi organların ultrasonla incelenmesine denir. Tıpta karın bölgesi için genellikle "batın" kelimesi kullanılır. Latincesi ise "abdomen"dir.

Böbrek ultrasonu çekiminin, genel ultrason çekiminden farkı yoktur. Hasta, önce sırtüstü, sonra gerekirse yüzüstü ve yan yatar; ultrason probu vücuda farklı açılarla temas ettirilir. Ses ötesi dalgaların beden ile prob içinde kayba uğramaması için beden yüzeyine jel sürülür. Jel, prob ile beden arasında bir köprü oluşturur. İç organların görüntülenmesini ve sağlık sorunlarının tanısının rahatlıkla konulabilmesi için tıbbın kullandığı yüksek frekanslı ses dalgaları yöntemlerinden biridir. Böbrek ultrasonu da bu yöntemler içerisindedir. Böbrek ultrasonu çekmek için uygulanan işlemin, diğer ultrasonlardan fazla bir farkı yoktur. Böbrek ultrasonu çekme işlemi oldukça basittir; ancak ultrason sonrası bazı hastaların karın bölgesinde ağrı oluşması gibi şikayetleri olabilmektedir. Böbrek ultrasonu çekme amacıyla hasta sırtüstü yatırılır. Karın bölgesine jel sürülür. Ultrason probu ile vücudun üstünde gezilir, bu işlemlerin yapılmasındaki amaç farklı açılardan görüntüler alabilmektir. Bu esnada hastanın yan veya yüzüstü yatması da istenebilir.

Böbreklerle ilgili hastalıkların teşhisi amacıyla çoğunlukla ilk önce idrar analizine başvurulur. İdrar analizinde, idrarın rengi duru olabilir ve kan gözükmeyebilir. Ancak analiz sonucunda idrarda gizli kan saptanabilir. İlk yapılacak olan radyolojik araştırma testi ise üriner sistem grafisi adı verilen röntgen filmi olmaktadır.

Filmin çekilmesi esasen oldukça basittir fakat böbreklerdeki problem olup olmaması konusunda çok önemli ipuçları verebilmektedir. Böbrek ultrasonu ise oldukça önemli bir tetkiktir. Böbrek ultrasonu sadece sorun olan bölgeyi değil, aynı zamanda varsa taşın boyutunu ve böbrekte yaptığı genişlemeyi de kolaylıkla işaret etmektedir. Ultrasonun eksik kaldığı kısım ise üreter taşlarıdır. Üreter taşları, böbrek ve idrar kesesi arasındaki yerleşim gösteren taşlar olarak bilinmektedir. Bu taşları ultrasonla tanı koymak genellikle kolay değildir. Daha önce üreter taşları için ilaçlı böbrek filmi çekilmekteydi. Fakat son günlerde bilgisayarlı tomografi ile üreter taşlarının teşhisi çok daha kolay bir şekilde yapılabilmektedir. Taşın yerinin tam anlamıyla belirlenemediği durumlarda veya böbreğe verdiği zarar belirlenemezse bu testler birlikte yapılabilmektedir. Sintigrafi denen ve böbreğin çalışmasını gösteren diğer bir test de gerekli durumlarda yapılmaktadır.

Böbrek taşını saptamak için ne tür testler yapıldığı sorusunun yanıtını bulduktan sonra bazı bilgileri paylaşmakta fayda vardır. Örneğin, böbrek taşı yerinde sabit olarak kalmaz. Bazen idrar yolları bölgesine düşebilir. Bu durumda idrardan kan gelmesi gözlenebilir. Taş hareket ederse çevresindeki dokulara zarar verebilir. Bu zarar da kanamaya neden olur. Kan idrarla birlikte dışarı atılır. Böbrek taşı eğer ilaç tedavisi ile düşürülebilecek boyuttaysa bu yönteme başvurulur. Bazı durumlarda taş büyük olabileceğinden düşmeyecek bir durumda olabilir. Bu durumda cerrahi müdahale gerçekleştirilir. Büyük taşlar lazer ile kırılarak normal yollardan düşürülecek boyuta getirilebilir. Normal yolla taş düşürmek amacıyla bol miktarda sıvı tüketmek ve egzersiz yapmak önerilmektedir.