Üretral Dilatasyon, Mesanenin dışarı bağlantısı ve idrar kanallarının son kısmı olan üretra herhangi bir sebeple zarar görürse kanalın genişliğini azaltan bir yara oluşabilir ve bu durum idrar akışını yavaşlatabilir ya da bazı durumlarda tamamen engelleyebilir. Üretra denen idrar kanalındaki darlıklar bireylerde kendini, idrar yaparken ağrı, idrarın çatallanması ve saçılması, idrar akımında yavaşlama ve idrar yaptıktan sonra damlama ile gösterebilir. Üretradaki bu darlıkların en sık sebebi geçirilmiş enfeksiyonlardır. Bununla beraber idrar kanalından gerçekleştirilen sonda takılması gibi girişimler ve cerrahi müdahaleler ile dışarıdan alınan darbeler de üretrada nedbe oluşumuna ve dolayısıyla darlıklara sebep olabilir.

Darlıktan şüphelenilen bireylerde teşhise yönelik ilk tetkik, idrar akış hızının bilgisayarlı ölçümü olan üroflowmetridir. Bu tetkikte elde edilen neticeye göre birey retrograd üretrografi görüntülemesine yönlendirilebilir. Bu görüntüleme metodunda idrar kanalı x-ışınları altında opak olarak görüntü veren kontrastlı maddeyle doldurularak floroskopi altında üretranın yapısı ortaya konur.

Hekim tarafından veya bireyin kendi kendine gerçekleştirdiği üretranın sert bir sonda ya da buji ile düzenli genişletilmesine dayanan yöntem üretral dilatasyon, bir dönem özellikle üretrotomi sonrası darlıkların yinelememesi için yaygın olarak kullanılmaktaydı. Son dönemdeki çalışmalar göstermiştir ki, bu yöntem haftada iki defa ve bir yıl boyunca uygulansa bile darlığın tekrar oluşmasını engelleyememekte ve yalnızca darlığın gelişmesine kadar geçen süreci uzatabilmektedir.

Üretral dilatasyon içinde bölgesel anestezik ilaçlı madde bulunan özel jeller yardımıyla poliklinik şartlarında ya da evde gerçekleştirilir. Birey dilatasyondan sonra günlük yaşamına geri dönebilir ve ilaç kullanması gerekmemektedir. Düşük olasılıklı uzun dönemde görülen başarıya rağmen bazı bireyler kompleks açık ameliyat yerine tekrarlayan üretrotomi intern ve dilatasyon seansları tercih etmektedirler. Bilinmesi icap eden nokta bu girişimlerin fazla sayıda yapılmasının yaranın sertliğini arttırdığından ileride yapılabilecek açık ameliyatları da zorlaştırabileceği ve başarısını düşürecektir.

Dilatasyon uygulaması yapılmasına rağmen darlıkta düzelme ya da genişleme olmamış ise uzmanlar hastaya üretrotomi intern, üretral stent ve açık cerrahi müdahale yöntemlerinden birini uygularlar.

Üretrotomi intern: "Kapalı ameliyat" olarak bilinen üretrotomi intern, ucunda ışık kaynağı ve kamera bulunan özel cihazlarla idrar deliğinden girilerek darlık olan noktaya kadar ilerlenmesi ve darlığın direkt görüş alanında soğuk bıçak ile kesilerek açılmasıdır. Cerrahi müdahale sonrası hasta için ağrısız ve oldukça basit bir girişim olması sebebiyle çok ileri derecede olmayan üretra darlıklarında çoğunlukla ilk tercihtir. Genel anestezi ya da spinal anestezi ile gerçekleştirilen bu işlem, darlığın tipine göre 20 dakika ile 1 saat arasında tamamlanmaktadır. Bireye ameliyat esnasında idrar sondası takılmakta ve hasta çoğunlukla aynı gün taburcu edilmektedir. Cerrahi müdahale sonrası kullanılması için antibiyotik ve ağrı kesici verilir. İdrar sondası genellikle üç gün sonra alınmaktadır. Takip eden günde işlerinize ve günlük yaşamınıza geri dönebilmenize rağmen ağır spor gibi aktivitelerden operasyondan sonraki iki hafta süre ile uzak durulması uygun olacaktır.

Üretral stentler, kalp stentlerine benzerler. Amaç üretrada oluşan darlığa içeriden yerleştirilen genişleyebilir bir kafes yapı ile idrarın geçmesini sağlayacak bir kanal oluşturmaktır. Bu işlem çoğunlukla derinliği az ve daha kısa darlıklarda etkindir.

Açık cerrahi, diğer hiçbir tedavi metodunun sunamadığı %85 gibi yüksek bir başarı oranına sahiptir. Açık cerrahide amaç, üretranın darlığa sebep olan bölümünün çıkarılması ve sağlam olan uçların tekrar birbiriyle birleştirilmesine dayanmaktadır.