{ "title": "Böbrek Taşı Ameliyatı Riskleri", "image": "https://www.bobrek.gen.tr/images/bobrek-tasi-ameliyati-riskleri.jpg", "date": "18.01.2024 23:58:46", "author": "Cemile Akyer", "article": [ { "article": "
Böbrek Taşı Ameliyatı Riskleri, böbrek taşı boyutu 2 cm'den büyük ve birden fazla ise veya yaklaşık 3 seanslık ESWL (Şok Dalga Litotripsi) ile kırılamayan sertlikteki ve henüz üretere geçmeyen taşlara sahip hastalara genel anestezi altında ameliyat uygulanmaktadır. Ancak PNL, 1 cm'den büyük böbrek alt kutup taşları olan kişilere de yapılabilmektedir. Taş ebatları böbrek taşı ameliyat için kısıtlayıcı bir faktör olmayıp, tüm böbreği kaplayan yaklaşık 88 cm'lik taşlara dahi böbrek taşı ameliyatı güvenle uygulanabilir.

Bu yöntemde hasta genel anestezi altındayken böbreğe ciltten bir iğne ile delik açılır. Ardından bu delik, nefroskopun girebileceği kadar genişletilir. Taş veya taşların ebatlarına göre ya tam parça halinde çıkarılır ya da lazer, ultrasonik veya pnömotik (Havalı çekiç gibi çalışan) taş kırma makineleri ile çıkarılmadan önce küçük parçalara ayrılır. Daha sonra bütün taş parçacıkları dışarı alınır. Bazen idrarın böbrekten çıkmasını sağlamak amacıyla JJ-stendi veya perkütan nefrostomi tüpü yerleştirilir.

Böbrek Taşı Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

Böbrek taşı ameliyatı, her boyuttaki taşların tek seferde ve etkin şekilde çıkarılması için güvenli ve başarılı bir işlemdir ancak, taşa doğrudan deriden ulaşıldığı için bazı sakıncaları vardır. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullananların, ameliyat öncesi bunları kullanmayı bırakması gerekir. Hamilelik gibi veya böbreğe girişi engelleyen her özel durumun doktorla konuşulması çok mühimdir. Bu durumda PNL yapılması mümkün olmayabilir.

Bu ameliyat genel anestezi altında yapıldığından tüm ameliyatlarda olduğu gibi anestezi riski taşımaktadır. Yine diğer böbrek taşı tedavi yöntemleri olan ESWL (Şok Dalga Litotripsi) ve Üretoroskopi ile karşılaştırıldığında komplikasyon riski daha yüksektir. Bunlardan en sık görülen komplikasyon kanama ve yüksek ateştir. Yapılan araştırmalarda, bu ameliyat neticesinde kan vermeyi gerektirecek kadar kanama olma ihtimalinin %1-10 arasında olduğu; durmayan kanama oluşması ve bu nedenle anjiyografi yapılması gerekliliğinin ise %0.5'ten az olduğu saptanmıştır. Özellikle kaburga üzerinden girilerek yapılan cerrahi müdahalelerde, akciğer boşluğuna sıvı dolması riski bulunmaktadır. Bu durumda akciğer boşluğuna bir tüp yerleştirmek gerekebilir. Bu nedenle kaburga üzerinden giriş yapılmayarak, akciğer zarı yaralanma riskini alınmayabilmektedir. Ameliyat öncesinde çevre organlar ile böbreğin komşuluğunu değerlendirmek için bilgisayarlı tomografi çekilmesi önemlidir. Bütün ameliyatlarda olduğu gibi bu ameliyatta da enfeksiyon kapma olasılığı bulunmaktadır. Bu riski en aza indirgeyebilmek için ameliyat öncesi idrarda mikrop varlığını araştırılmalı ve ameliyat sırasında profilaktik antibiyotik kullanılması gerekmektedir. Bu ameliyat esnasında böbreğe giriş işlemi röntgen cihazı ile yapıldığından, özellikle çok zayıf hastalarda bağırsaklar ve çevre organlarda yaralanma görülebilir. Bu nedenle çok zayıf hastalarda ameliyat pozisyonu olan yüzüstü yatar pozisyonda BT çekilmesi ve ameliyattan önce bağırsak temizliği yaptırılması riskin indirgenmesi bakımından önemlidir. Bu ameliyat ciltte iz bırakması ve hastanede uzun süre kalma ihtimalleri bakımından da diğer yöntemlere nazaran daha risklidir. Her hasta tüm olası ameliyat riskleriyle ilgili bilgilendirilmelidir.

Yukarıda sayılan risklere sahip olmasına rağmen bu ameliyat diğer yöntemlerin işe yaramadığı tüm durumlarda böbrek taşlarından tek seferde kurtulmak için gereklidir. Geçmişte yapılan bir çalışmada tüm böbreği kaplayan taşları olan hastalara ameliyat yapılmadan izlendiğinde bu hastaların %36'sının 10 sene içerisinde hayatını kaybettiği görülmüştür. Diyaliz tedavisinin gelişmesiyle birlikte yapılan bir başka çalışmada ise benzer büyüklükteki taşların ameliyat edilmediğinde %28 diyaliz ihtiyacı ve %18'e varan ölüm oranları saptanmıştır. Bu nedenle Amerikan Üroloji Derneği 2005 yılında yayınladığı bir bildiride, özellikle tüm böbreği kaplayan taşlarda mutlaka böbrek taşı ameliyatı gerekliliğini vurgulamıştır.
" } ] }